Cemal Süreya daha çok cebime şiirler,yazılar koyuyordu;aynı şeyleri sınıfa girince tahtada da görüyordum bilahare sonra öğrendim onların ona ait olduğunu.Ama hiçbir şey düşünmedim o zamanlar; bir arkadaş edinmeyi,ilerletmeyi.
Sezai Karakoç ise o zaten devamlı ısrarcı bir havadaydı.
Hangimiz daha ileride olursak diğerimiz bir şeyinden vazgeçecek diye iddiaya girmişler.
Biz de kafede oturuyorduk ekseriya orada gençler vardı,hareketler vesaire.Sezai Karakoç'u da getirmişler onunla beraber oturmuşlar veyahut aynı masaya oturmuşuz.Sonra diğerleri kalkıp gidince Sezai Karakoç'un benimle oturduğunu görünce Cemal Süreya isminden bir harf sildirmiş.
Cemal Süreyya
Benim için tabi gurur verici ama geçenlerde internette gördüm şiir yazılan kadınlar falan diye yani tek ben değilim.
link
İki şair adam...Onca şiir, yazı...Yalnız kadın çok güzel.
gorsel
Hanımefendi diyor ki Sezai Karakoç'tan için "Ölmeden bir ay önce kadar baktım Fenerbahçe'de karşıdan biri geliyor.Beyaz saç,beyaz kaş,beyaz sakal felan tanıyamadım o kadar dikkatli bakıyordu ki sonra gazetelerde gördüm aa bu Sezai Karakoç'muş dedim.Bilseydim oradaki kafelerin birinde bir kahve felan içerdik.Napalım kısmet değilmiş o da ."
İşte sevmek ve sevilmek asla aynı kefeye bile çıkamaz.Sevindiğim tek kısım ise hiçbir şekilde umut vermedim demesi oldu.
Ula bırak sayfa sayfa şiirleri, yazıları biri benim için iki satır bir şey yazsa bende onu sevmeye başlarım direkt.Benim mi kalbim çok halka açık anlamıyorum...